Günümüzde ticaretin globalleştiği, ülkelerarası ticaretin arttığı bir dönem yaşamaktayız.
Özellikle internet alanındaki gelişmeler ticari alanda globalleşmeyi sağlamaktadır.
İnternet aracılığıyla, ürünlerinizi, markanızı tanıtmanız ve Dünya’nın her yerinden müşteriler bulmanız mümkün hale gelmiştir.
Marka hukuku uyarınca, markalar tescil edildikleri ülkeler için mülkiyet hakkı ve hukuki koruma sağlar.
Türkiye’de marka tesciliniz yoksa markanız hukuken korunmaz.
Markanız Türkiye’de tescilli değilse hukuken zor durumda kalabilirsiniz.
Markanız Türkiye’de başka firmalar adına kayıtlıysa hukuken ticari faaliyette bulunmanız mümkün olmayabilir.
Markanızı Türkiye’de tescil ettirmek için öncelikle TPE nezdinde markanızın tescile müsait olup olmadığı konusunda araştırma yapmanız gerekir.
Yapılan sorgulama sonrasında markanızın TPE nezdinde tescile müsaitse marka müracaatı yapmanızda fayda vardır.
Fakat yapılan sorgulamada markanızın benzeri veya aynısının başka firma adına tescilli olduğu tespit edilirse bu durumda Türkiye pazarında ticari faaliyette bulunmanız hukuken sakıncalı olur.
Bu durumda markanızla ticari faaliyet yapabilmek için tescil sahibinden izin almanız veya marka tescilini iptal ettirmeniz gerekir.
Marka iptal davası açmak için öncelikle markanın tescil tarihini dikkate almak gerekir çünkü Türk Hukukunda 5 yıllık zamanaşımı süresi vardır.
Kötüniyetli marka tescillerinde 5 yıllık zamanaşımı geçerli olmaz fakat kötüniyetin ispat edilmesi gerekir.
Markanız Türkiye’de tescilliyse, tescil alan firmanın kötüniyetli olup olmadığı araştırılmalıdır.
Söz konu firma markayı iyiniyetle ve tesadüfen kullanmış ve adına tescil ettirmiş olabilir. Özellikle jenerik ve yaygın ibarelerden oluşan markalarda tesadüfi benzerliklerin olmasına sık rastlanılmaktadır. Bu gibi durumlarda tescil edilen markanın hukuka aykırı ve Kötüniyetle alındığından bahsetmek zordur.
Böyle bir durumda tescil sahibiyle temasa geçip markayı satın almak veya markayı kullanmak için izin almak daha mantıklıdır.
Fakat markanız kötüniyetle tescil edildiyse, iptal davasıyla sonuç almak mümkündür.
Tescilin Kötüniyetle alındığını destekleyen delillere (örneğin: Tescil alan firmayla aranızda ticari ilişki olduğu, tarafınızın markasının tanınmış olduğu) ihtiyaç vardır.
Markanız sık kullanılan jenerik kelimelerden oluşmuyor dolayısıyla tesadüfi benzerlikten bahsetmek mümkün değilse tescilli markanın iptal kılınması mümkündür.
Ayrıca sıklıkla rastlanıldığı üzere markanızı tescil ettiren firmayla ticari ilişkiniz varsa hatta söz konu firma bayiniz veya müşterinizse bu durumda kötüniyet bariz bir şekilde ortada olduğundan açılacak hükümsüzlük/iptal davasıyla olumlu sonuç almak mümkündür.
Türkiye’de tescil edilen yabancı markaların büyük çoğunluğu bayiler tarafından yapılmaktadır; Türkiye’de ki bayiniz veya partneriniz haberiniz olmadan markanızı kendi adına tescilemiş olabilir! Türk bayi ve partnerinizle ticari ilişkiniz bittiğinde markanızı Türkiye’de kullanamama durumuyla karşılaşabilirsiniz.
Bayinizin / Partnerinizin Markanızı Kendi Adına Tescil Ettirdiğini Öğrendiğiniz Anda Vakit Kaybetmeden Hukuksal Süreci Başlatmanız Gerekir Aksi Halde Zamanaşımı ve Hukuksal Hak Kayıpları Yaşanır!
Diğer yandan internet alan adlarında yapıldığı gibi bazı kişiler, fuarlar ve Internet aracılığıyla gelişen, büyüyen markaları tespit edip kendi adlarına Kötüniyetle tescil ettirmektedirler. Böyle bir durumla karşılaşmanız halinde de markanızın pazarda bilinen, büyüyen bir marka olduğunu ispatlamak kaydıyla Kötüniyetle alınan markanın hükümsüzlüğünü sağlamak mümkün olabilir.
Türkiye’de açılacak marka davalarında Avukatların, Marka tescil sürecini ve TPE uygulamalarını bilinmesi olumlu sonuç almak için şarttır.
Avukatlarımız, TPE nezdinde Marka ve Patent Avukatı olmanın yanında Türk Mahkemeleri ile İdari Makamlar nezdinde Bilirkişi olarak faaliyet göstemektedirler.
Hukuk & Patent Ofisimiz, 1997 yılından bu yana Marka İptal Davalarında Avukatlık ve Danışmanlık hizmeti vermektedir.